Uyku eğitimi – Doğumdan itibaren uyku geçmişimiz
Bayram tatilini uyku eğitimine ayırdık. Madem ek gıdaya geçişti, uykuya geçerken ağlamalardı derken bu bayram seyahate çıkmayı göze alamadık, bari bize ve Ayşe’ye fayda sağlayacak bir konunun üzerinde çalışalım dedik.
Bütün yaklaşımlarda önerilen iki ebeveynin de uykuyu dert etmeyeceği bir haftasonu başlamak önerisini bi 10 gün tatil olarak yaydık.
Ayşe bu, belli olmaz ne kadar süreceği.
Hikayenin en başından, yani Ayşe’nin uyku geçmişinden başlamalıyım aslında.
Ayşe 20.günden 3.ayının sonuna kadar wrap slingde uyudu. Daha dogrusu orada yaşadı.
Annem doğumdan sonraki 20.gün İzmir’e döndü. Tam da bu günlerde Ayşe’nin sarılığı gecti, sürekli uyuyan o hali gitti, gözleri açıldı. İlk sabah uyandık, emzirdim, sevdim, ve kahvaltı etmek üzere onu ev tipi anakucağına koydum. Ve 10.saniye ağlama krizi. Slingi dolaptan ilk çıkartışım ve Ayşe kucağımda nasıl bağlandığını videodan izleyişim aklından çıkmıyor. Ve Ayşe slingde mutlu oldu, ben de iki elim rahat olduğu için kahvaltı hazırlayıp yedim. Ve bundan sonraki her gün böyle geçti. İlk 2,5 ay akşam uykularını genelde banyo-emzirme-uyku rutini sayesinde beşiğinde uyudu. Gece gaz sancısıyla uyandığında önce 2 saat sallama evde dolaşma halinde rahatlatmaya çalışırken bir gece yarısı slinge koydum ve 10 dakikada sakinleşip uyudu, ben de üzerimde slingle yatıp yavaşça onu uyandırmadan çözerek kucağımda uykuya devam etmesini sağladım. Sonra da beşiğine koydum. Bu şekilde hep slingde geçti uykuların çoğu. Gündüz uykusu varken eğer yürüme halinde değilsem ağlıyordu, ben de en kolay sakinleştiği hareketimi, yani dizlerimi kırarak aşagı yukarı inip çıktığım asansör hareketimi yapıyordum. Kulağına sşş liyordum. Koyun koyuna yaşadık böyle. Her yere rahatça gidebildiğimden, evde yalnızken – haftada 2 yardımcı oluyordu – işlerimi rahatça yapabildigimden ben de durumdan memnundum. Puset dostu olmayan bir semtte oturduğum için dışarda da çok rahat ettim. Slingi bilmeseydim ne yapardım diye düşünüp duruyorum. Kucakta o kadar minik bebekle hiç ama hicbir şey yapamazdım. 2.dakikada morarıp katıldığı için “biraz ağlasın, alışır” da diyemedim. Koynumda mutluydu, o mutluysa ben de mutluydum.
Derken tam 2,5 aylıkken slingde bile uykuya direnmeye ve uzun uzun ağlamaya başladı. Beşiğine koyduğum an uyanıyordu. Ben ağlamaklı bir tweet attım, sağolsun pedagog ve psikolojik danışman sevgili arkadaşım Tansu yetişti. Ben size bir gelip bakayım duruma dedi. Gecenin körü demedi yanımızda kaldı uzun sure ve Ayşe’yi gözlemledi, sağolsun. Meğer Ayşe kolikmiş, yaşadıklarımızı anlatınca teşhisi koydu Tansu. Ama ben doğru yaptığım hareketlerle en ağlamaları hafif şekilde geçirerek ve koliği hissetmeden yaşamışım. 2,5 aylık olduğundaysa kolik tavan yapmış ve artık eski numaralar sökmez olmuş. Neyse ki 10 gün sürdü. Bodrum’a ayak bastığımızda tam 3 aylıktı. Slinge veda ettik. O sıcakta wrap sling imkansızdı, artı sabahtan akşama plajda olacaktık. Ve kucakta sallayarak uyutma dönemi başladı. Slingde sallanarak uyumaya o kadar alışmıştı ki ancak 10-15 dakika dizlerimi kırarak hızlı şekilde çöküp geri kalktığımda uyuyordu. Yavaşça pusetine koyuyordum. Git gide sallamalar yetmez oldu. Benim de dizlerim alarm verir hale geldi. Tam bu günlerde Allah’ın işi bir baktım plajda karşımda sevgili Seride, namı diğer Uyku Meleği oturuyor. Konuştuğumuz yarım saatte bana çok faydalı şeyler öğretti. Kademeli olarak yavaş yavaş sallamayı bırakmak, akşam uyku saatini erkene çekmek gibi. Sallamaları dediği gibi saniye saniye azalttım. 5 kez salla 1 saniye dur, ve her gün durma saniyesini artır şeklinde sallamayı 15-20 günde yavaş yavaş azalttarak bitirdik. Yatay pozisyonda sallayarak uyutmadan gaz çıkartma pozisyonunda, yani dik şekilde ve poposuna pış pış yaparak uyutmaya geçtik. Tabii ilk günler biraz ağlamalı geçti, neredeyse 1 kez bile sallasam uyuyabilecek kadar şartlanmıştı sallamaya ama yapmadım. Dizlerim artık şişmişti ve alarm veriyordu. Bir kez sallarsam yine başa döneceğimiz için sallamadım. Zaten sallasam da kucakta da tutsam pışpış yapsam uykuya geçmeden hemen önce ağlıyordu Ayşe. O yüzden hiç ağlamayan huzurlu bir uykuya geçişi bozuyor değildim. Her şekilde aglıyordu, ben sadece uykuya geçerkenki yardımlarımı azaltıyordum.
Kucakta da 10-15 gün pışpışla uyuttum. Akşamları daha zor uykuya geçiyordu. 1-1,5 saati buluyordu uyuması. Kucağımdan yatağa koyduğum an uyanıyordu. Ağlamasa da hareketlenmeye başlayıp uyumaktan vazgeçiyordu. Kısacası kendi kendine dalamıyordu. Emzik de doğru dürüst almadı. Ağzında tutamadığı ve fırlattığı için ne onun işine yaradı ne benim. Ağzından düşünce tekrar vermek gerekiyordu ki uyku arasında bu onlarca kez olabiliyordu. Derken Ayşe uyandı =)
Yazının devamı yarın…