
Nebahat ve Defne’nin Doğum Hikayesi – Normal Doğum
Şuanda minik kızım memede tatlı tatlı karnını doyuruyor, arka planda hamileliğim boyunca yoga derslerinde dinlediğim en rahatlatıcı müzik.. Bu anın keyfi ve duygu yoğunluğu tarif edilemez. Bundan tam 3 ay önce bebeğim henüz karnımdayken birileri anne olmanın ne demek olduğunu anlatsa mümkün değil anlamaz, bu hissiyatı tahmin bile edemezmişim..
Evet, yaklaşık 3 ay önce Defneciğimin halen gelmemiş olmasına şaşırıp sabırsızlandığımız bir gün ailecek yürüyüşe çıktık.. Hatta evimize ve hastanemize biraz daha uzak mesafe olan Yeşilköy sahiline giderken içimden bir ses uzaklaşmayalım dedi ve geri dönüp Küçükcekmece gölünün etrafında yürümeye karar verdik..Defnenin gelmemesine şaşırmamız 40 haftanın dolmasından değildi, çünkü henüz 39 haftalıktı ancak 33. Haftadan itibaren kendisi hep aşağıdaydı ve doktorumuz sürekli erken doğum riskinden bahsediyordu.Sonra haftaları sayar olduk, 35 i görelim, bir 37 olsak diye dua ettik, hatta ilaç kullandık derken kızım 39+3 te dünyaya gözlerini açtı.. Bu arada işten de bir hafta erken ayrıldım dinlenmem gerekiyordu ama Zeyneple hamile yogası derslerine gitmekten hiç vazgeçmedim.. Son haftalarda eşim beni Halkalıdan Fulyaya derse götürüyordu, uzak da olsa derslere gitmeyi ihmal etmiyordum, çünkü yoga bebeğime ve bana inanılmaz iyi geliyordu, sanki her ders beni normal doğuma biraz daha yaklaştırıyordu ve güçlendiriyordu..o güne tekrar dönecek olursam güzel bir pazar günü göl kenarında yürüyüşümüzü yaptık, gazetemizi okuduk keyifli keyifli eve döndük. Annemin nefis yemeklerini yedikten sonra yorgun bir şekilde kendimi koltuğa atayım derken bir anda ıslaklık hissettim,” eyvah altıma kaçırdım” diye çığlık atıp odadan kaçtım:) tuvalete gittiğimde bunun daha farklı birşey olduğunu anladım, çok fazlaydı çünkü. Hemen eşimi yanıma çağırdım annelere çaktırmadan, ikisi de panik olmaya çok elverişli insanlar:) Doktorumuzu aradık, bir daha olursa hastaneye geçin dedi, neyseki hastane de yürüyerek 5 dk mesafede, içimiz rahat.. Bir 10 dakika sonra yine aynı ıslaklığı hissettim derken üçüncü dördüncü kez üstümü değiştim artık suyumun geldiği kesindi ve durduramıyordum.. Annelere durumu izah edip onları evde kalmalarına zorla ikna edip eşyalarımızı ve pilates topumuzu alıp evden çıktık.. Doğumda sadece eşimin olmasını istedim, nitekim öyle de oldu. Hastanede beni yenidoğum katında bir odaya aldılar.Sonra hemşireler geldi ve serum ile antibiyotik vereceklerini söylediler, tabi bu hiç hayal ettiğim bir durum değildi. Ben topumla müziğimle özgürce yoga yapacağımı düşünüyordum. Ancak suyum geldiği için enfeksiyon riskine karşın antibiyotik gerekiyomuş, olası sezeryan durumu için de yemeği kesip serum takviyesi almam gerektiğini söylediler.. Her ne kadar içim elvermese de doktoruma güvendiğim için kabul ettim.. Serumdan önce eşimle yemek sipariş edip, geceyarısı afiyetle yedik..O gece ikimiz de çok heyecanlıydık, artık benim sancılarımın gelmesini bekliyorduk ve miniğimize kavuşmak için sabırsızlanıyorduk. Bütün gece bekledik bekledik, ama tık yok, benim ağrı eşiğim çok yüksektir, gece de bir şey hissetmeden mışıl mışıl uyumuşum. Sabah doktorum geldiğinde maalesef rahimde açılmanın ilerlemediğini ve 24 saat dolmadan bebeği alması gerektiği için suni sancı vereceğini söyledi..başta istemedim, ancak bebeğime sağlıkla kavuşabilmek için yine doktorum ne derse tamam dedim. Serum ile sancı almaya başladığımda moralim çok bozuldu, sezeryana gideceğimi düşünmeye başladım, o an çok kötü hissettim gerçekten ve bu olumsuz düşüncelerden hemen arınmak için müziğimi açıp nefes egzersizlerini yapmaya başladım.. Yavaş yavaş sancılar artmaya başladı, eşim sancı geldikçe elimi tutarak, sarılarak bana destek olmaya çalışıyordu, gerçekten de dokunmak çok iyi hissettiriyordu ve ağrılarla başetmemi sağlıyordu. Sabah saat 10 gibi suni sancı bağlandı, 11:30 gibi doktorum kontrole geldiğinde rahmin açıldığını ve acilen doğumhaneye inmemiz gerektiğini söyledi! Eşimle sevinçten havalara uçtuk, artık kızımızın gelmesine dakikalar kalmıştı! Ebe ve bir grup hemşire ile doğumhaneye indik, benim sancılarım giderek sıklaşıp artıyordu, artık gözüm tamamen kapalı, başka bir boyuta geçmiştim.. Eşim doğumhaneye iki şeyle geldi, 1.si fotoğraf makinesi, 2.side yoga müziği için Ipad-her yerde bu müziği dinleyip derslerden aklımda kaldığı kadar nefes egzersizi yapıyordum.. Hatta doğum sandalyesinde dik bir şekilde yoga pozisyonunda oturup nefes alırken etraftakilerin bana garip garip baktığını hissediyordum, ” yogaya gitmiş, yoga yapıyomuş” diye fısıldadıklarını bile duydum:) tabii bu zamanda kim normal doğum yapmak isterdi ki, hem de epiduralsiz, tam çılgınlık:) sancılar artınca doktorum geldi, konuşarak beni rahatlattı, saat 12 idi, doktorum en geç 12:30 da bebeğin geleceğini söyledi..Son ana kadar çok kontrollü bir şekilde sancılarımla başedebildim. Tam bebeğin geldiği esnada ise bildiklerimi unuttum, acayip heyrcanlandım ve panik içinde nefes alıp vermeye devam ettim, meğersem nefesimi tutup bebeğimi güçlü bir şekilde itmem gerekiyormuş:) o 3-4 saniye içinde doktorumun sesini duydum “nefesini tut!” diye, bir anda bilincim geri geldi, tekrar kontrol bendeydi.. İkinci deneme, ve işte bebeğim geldi! 2-3 avazda bebeğimin çığlığını duydum.. Eşim sürekli başımda elimi sıkıyordu,Defneciği görünce beni bırakıp hemen fotoğraf makinesine sarıldı.. Bense çoktan başka bir dünyaya geçmiştim, mutluluk,sevinç, rahatlama, boşluk, hüzün.. Daha birbirine geçmiş karman çorman duygularımla yorgun bir şekilde bebeğimin ilk muayenesini izliyordum.. Ve işte o an- az sonra bebeğimi kucağıma verdiler, aman Allahım! O nasıl bir şey, minicik bir varlık, kedi yavrusu misali gözlerini açtı ve gözlerimin içine baktı, yüzü yüzüme, nefesi nefesime değiyordu.. Bu duygu ne anlatılır ne tarif edilebilir, başımın döndüğünü hissettim, sanki havada boşlukta bir yerdeydim. Sonunda minik yavruma kavuşmuştuk:) hem de saat tam 12:25 te, çok güzel hatırlayacağım, rahat bir normal doğum ile herşey 2,5 saatte olup bitmişti..Doğumumun bu kadar rahat geçmesinde şüphesiz yoganın payı çok büyük, etrafımdaki her hamile arkadaşıma da tavsiye ediyorum. Ruhumuzun bu dinginliğe ve bebeklerimizin bu dünyaya gelirken vücudumuzun güçlü duruşuna ihtiyacı var, gerçekten istersek ve tıbbi bir engel yoksa doğal yolla doğumu herkes çok rahat yapabilir ve bu mucizevi olguyu saniye saniye hissederek yaşayabilir..
0 Comments