
Mine ve Arel’in Doğum Hikayesi – Sezeryan sonrası normal doğum – SSVD
Sezeryan sonrası normal doğum mümkün. İşte size harika bir örnek doğum hikayesi. Çok tatlı, çok duygulu, çok güçlü bir annenin, sevgili arkadaşım Mine’nin lokum oğlu Arel’idünyaya getirme hikayesi. Hep pozitif bakar Mine hayata. Bizlere de bulaştırır üstelik. Her yazısıyla ruhuma dokunur. Doğum hikayesi de hem çok duygulandırdı beni, hem de birçok “acaba”ya cevap olacağı için sevindirdi. Siz de yapabilirsiniz, yeter ki isteyin ve inanın. Sözü Mine’ye bırakıyorum.
Efsunlu Efsane
Efsunlu bir başlangıçtı annelik hikayem tıpkı her annenin olduğu gibi… Kavuşmak, ruhuna sarmak, beklemek, gün saymak, acemiliğine yenik düşmek.. Hepsi içinde bir sihri barındırır da sen orada değilmiş gibi uzaktan izlersin olanı biteni yaşadığını hissettiğini. Efsun’lu rüyam ile başlayan annelik maceram bu sefer kendim için yeni bir varoluşu gerçekleştirecekti. Efsun bilmediğim yollardan çıkıp gelmişti. O yollarda acemi bir annenin hisleri ışık olmuştu. Hep acemi idik hayata da çok bildiğimiz doğrular bizi hayat yolunda bazen şaşırtırdı. Hele mevzu annelik ise… Doktorumun gözlerinde hayalimi görmüştüm. İlk konuşmamızda 5 yıl önce gerçekleştiremediğim doğal doğum isteğimin ateşi o gün atılmıştı. Biliyordum, istiyordum ve hayal ediyordum. Sürekli araştırıyor, bedenimi ve zihnimi hazırlamak için pozitif hikayeler okuyor, dinliyordum. İkinci kez anne olmanın keyfini doya doya yaşıyordum. Hamile olduğunuzu hissettiğiniz andan itibaren hep o sihirli anı hayal edersiniz kavuştuğunuz, kokusunu duyduğunuz o ilk an…O anın merakı, endişesi, kaygısı hiç dinmez yüreğinizden ve günler hep kavuşmaya doğru akar gider. Efsun rüyam ise, Arel hayalimin gerçekleştiği bir anda gelmeliydi. Ve ben o ana doğru emin adımlarla yürümeliydim. Hiçbir engeli kabul etmiyordu kalbim. Doktorum şartları söylemişti; az kilo, bol hareket, bebeğin doğru şekilde gelmesi, dikiş yerinin (sezaryen kesisi) incelmemiş olması, sakin ve kararlı olmam. İlk adım 4 kilo almam ile tamamlanmıştı tüm hamileliğimi 4 kilo ile sürdürmüş doktorumun huzuru ile 3,250 gr. doğum ağırlığı olan bir bebekle endişesiz ve sağlıkla tamamlamıştım. Tabi az kilo derken bunu mu kastetmişti bilmiyorum:) 38.hafta da her gün işe gidiyor, oradan oraya koşturuyordum hamile olduğumu bile hissetmiyordum. Hatta her akşam kızımla yoga yapıyor birlikte kardeşinin kalp atışlarını dinliyor, O nu beklediğimizi söylüyorduk. İkinci adım da bol hareket ve zihinsel destekle gerçekleşiyordu. Tüm hamileliğim boyunca tabi yıllardır süren beslenme tarzımın da katkısı ile hiç ilaç kullanmamıştım. Vücudum sinyalleri doğru takip ediyordu. 32.haftada dönüp yerine oturan bir bebeğim vardı yolu seçiyor beni çağırıyordu. Her gün yoga yaparken Ona hikayeler anlatıyordum elimi bırakmadan sımsıkı sarıyordum, birlikte başaracağımızı fısıldıyordum. Doktorum sona yaklaşırken dikiş yerimin uygun olduğu sinyalini vermişti. Çevreden gelen birçok ses vardı sezaryen sonrası yapamazsın, zor, hiç duymadık. Sesler içimden geçip gidiyordu ben kalbimi dinliyordum ve efsanem içimde sabret diyordu… Ve bir gece ansızın….Uyuyorum, uykumdan uyandım hafif bir ıslaklık terledim sanırım dedim aslında hava o kadar sıcak değildi. Ayağa kalkmam ile yürüme mesafem arasında her yer ıslanıp duruyordu bu gelen suyumuzdu. Şaşırmıştım hatta titremeye başlamış yatağa girmiştim ancak artık geri dönüş yoktu, Arel yola çıkmıştı. Efsun’u uyandırdım rüyasına fısıldadım kardeşin geliyor. Hep birlikte gecenin birinde yola düşmüştük şarkılar söyleyerek gittik hastaneye ve yürüyerek girdim kontrol odasına. Ebe açıklığı kontrol etmişti sanırım en acı çekilesi noktası da orası idi. Artık beklemek düşüyordu bize sabırla ve özlemle…. Ben sabırlı biri hiç olamadım hep acele idi işlerim. Ve beni bekletmeyen oğlum 38.haftada merhaba demek istemişti bana. O gece sabaha kadar sabırla ve umutla bekledim. Güneş odama doğduğunda yeni bir gün olacaktı biliyordum. Tüm gece sancı ile geçmişti yanımda uyuyan annem ve efsane babaya hiç seslenmemiştim nerden bilebilirdi ki oğlunun kordonunu keseceğini…Sesimi sadece Arel duymuştu. Sabah odama giren doktorum doğum sürecinin uzun ve sancılı olacağını söylediğinde emin misiniz demiştim ? O kadar emindi ki hastaneyi terk etmişti ama aceleci davranmıştı doktorum gelene kadar ben ebeler eşliğinde tüm süreci tamamlamıştım. Hayalim adım adım gerçekleşirken yaşadığım dakikalar bir ömür hissedeceğim heyecanın yansıması idi. Anestezi uzmanı hadi epidural yapalım dediğinde hayalime hiç kimse dokunamaz demiştim ve her adımı hissederek yaşamak üzere kendimi teslim etmiştim. O andan sonra ben, bebeğim ve sancılarım vardı. Birde ellerimden her yükselişte tutan sevdiklerim. Her sancıda bedeniniz hızla atıyor ve sancılar sıklaştıkça bebeğin çıkışı yaklaşıyordu. Beni doğum odasına aldıklarında artık sancım bitmişti herkes nefesini tutmuş bana bakıyordu sadece gel dedim ve Arel’im nefesini yüzüme dönmüştü. Doktor kordonunu babasının ve benim kucağımda keserken ben O na umudumu, hayalimi, sevgimi sunarken hayalim umuda dönüşmüştü. 3 saat sonra kesisiz, ağrısız hastaneden çıkarken yanımda Efsun’lu rüyam kucağımda Arel efsanem hayallerim omuzumda, umudum kalbimde yeni bir hayata yeni bir anne yeni bir ben olarak yürümüştüm. İlk bebeğimi 7 kilo alarak yine 38.haftada bebeğimin suyu bittiği gerekçesi ile sezaryen ile tamamlamış , her iki doğum şeklini de tecrübe etmiş biri olarak hangisi diye soranlar olabilir ? Doğum sizin ruhaniyetiniz ve yolu seçme şekliniz. Çünkü her doğum bir kadın için yeni bir hayat. Size yeni hayatınıza adım atarken iç sesinizi dinlemenizi, bedeninizi tüm akışa doğal bir şekilde bırakmanızı ve hamileliğin hayatın ta kendisi olduğunu unutmamanızı tavsiye edebilirim. İşte bu tavsiyeler neticesinde iç sesiniz hangi doğum şeklini seçerse ona kendinizi teslim etmelisiniz. Tabi ki tıbbi zorunluluklar hariç. Sadece gerçekten istemenin sizi doğru insanlarla karşılaştıracağını, doğum şeklinizi ve süreci en kolay şekilde gerçekleştireceğinize neden olacağını unutmayın. Her anne sadece kendi kalbini dinlemelidir çünkü insan iki kalp taşırken diğer tüm kalplerden üstündür. Tercih hakkı da ona aittir. Ben doğal doğum yapmanın verdiği hazzı hiçbir an ile kıyaslayamam bu doğum şekli benim hayalimdi , bu hayale giderken keyifle ve heyecanla yürüdüm. Sezaryen sonrası normal doğum (SSDV) yapmak mümkün sadece doktorunuzun sizi sonuna kadar desteklemesi , sizin iradenizle bu yola baş koymanız, bedeninizi ve bebeğinizi çok sevmeniz yetecektir. Epidural sezaryen sonrasını da gayet rahat ve huzurla atlatmıştım lakin bedenim ameliyat olmanın verdiği yük ile hep sinyaller verdi ta ki doğal doğum yolu ile bedenimi temizleyene dek. Seçim hakkınız olduğunu, bedeninize ve zihninize iyi bakarsanız seçimlerinizin sonuna kadar arkasında durabileceğinizi unutmayın. Yüzünü umuda, sevgiye dönen, kalbini inanca, aşka adayan herkes hayaline ulaşır… Yeter ki kalp ritminizin sesini açın… Mine Rana Dayıoğlu