Zeynep Gözübüyük

Annelerden Sütlü Tarifler – 172

Bu yılın son sütlü tarifleri sevgili Tuba Anne’den geliyor. Yeni yılda da paylaşımlarımıza devam etmek ve birlikte taze annelere destek olmak dileğiyle diyor, herkesin yeni yılını kutluyorum. Bebeklerinizle, ailelerinizle birlikte, sağlıklı, mutlu, huzurlu, harika bir yıl diliyorum. Ve tabii ki taze annelere bol sütlü, bol uykulu, pozitif yorumlarla dolu bir yıl olsun =)

Kendini tanıtarak başlıyor Tuba Anne deneyimlerini paylaşmaya…

 

İsmim Tuba. Tam 18 aylık bir oğlum var. İsmi Efe. Fiziki gelişimi çok iyi bir bebek. İştahlı ve ne koyarsam yiyen mutlu bir bebek. Ben bunu her zaman söylediğim gibi emzirmeye bağlıyorum. Emzirmenin önemine, etkilerine öyle inanan bir anneyim ki ben de elimden geldiğince etrafımdakilere bunu anlatıyorum.

1- Bebeğini emzirirken hissettiklerini 3 kelimeyle anlatabilir misin?

Sanırım ilk kelimem “rahatlama” olur. Yani hem fiziki, hem psikolojik. Emziren anneler bilirler. Bebeğin emmeye başlaması memede bir sıkma etkisi ve bir iki saniyelik de olsa acıya benzer bir his yaratır. İlk anda duyulan bu değişiklik birkaç saniyede yerini rahatlamaya bırakıyor. Psikolojik boyutuysa en güzeli. Sinirliyseniz, stres dolduysanız bebeğiniz emerken tüm bunlar önemsiz kalıyor ve rahatlıyorsunuz.

İkinci kelime “tatmin”. İlk 6 ay sadece sizden beslenen bir canlıyı doyurmanın tarifini hiçbir kelimeyle ifade edemem fakat en yakını sanırım bu. Onu doyurmanın verdiği mutluluk, yetebilme, yetişebilme hissi, böylesine önemli bir işi başarabilmenin tadı hiçbir şeyde yok. 

Son kelimeyse “temas” Evet mutluluk sevinç falan demeyeceğim. Onlar zaten bunların sonunda ortaya çıkan duygular. Bebeğinizle başka hiçbir türlü bu denli yakın temasta olamıyorsunuz. Başka zamanlarda sarılmak koklamak gibi şeyleri yaparken bile kısa zaman dilimlerini değerlendiriyorsunuz. Ama hele ki ilk aylarda o kıpır kıpır bebek kucağınızda emerken yüzünü, elini, ayağını size temas ettiriyor ve uzun süre de bu şekilde durabiliyor. Bunun mutluluğunu anlatmak imkansız. Benim gibi kıpırdamadan iki dakika duramayan birini bile saatlerce sabit tutup bundan da inanılmaz keyif alan hale getirmiştir bu olay.

2- Bebeğinle ıssız bir adada kalsan sütünü arttırmak için yanına alacağın 3 şey ne olurdu?

Eğer sadece sütümü arttırmak içinse ilk olarak temiz su yada sıvı şeyler olurdu. Diğer yiyecek içecekler işin biraz abartılmış kısmı diye düşünüyorum. Yeterli ve sık sıvı tüketip moralinizi de yüksek tuttuğunuzda az olan süt kesinlikle fazlalaşıyor. Başka hiçbirşeye ihtiyaç yok. O yüzden ben su ve kocamı alsam yanıma yeter de artar bile =)

3- Emzirmeye yeni başlayan annelere ve anne adaylarına altın tavsiyen ne olur?

Mis gibi kokan, bakmaya kıyamadığınız herşeyiyle size muhtaç bir canlı dünyaya getirdiniz. Ne yapacağınızı şaşırdınız. “Nasıl besleyeceğim? Sütüm yeter mi? Mama versem mi? Su içmeli mi? Sütüm az. Sütüm kaliteli değil. Sütüm yaramıyor.” Altın kural tüm bu cümleleri çöpe atmak. Hiçbirşey düşünmemek. Böyle düşünen ve konuşanlarla kati suretle görüşmemek. Söyleyen anneniz yada görüşmek zorunda olduğunuz biriyse uyarmak yada biliyorum zor ama kulak asmamak. Çünkü asıl sütünüzü azaltabilecek yada artmasını engelleyecek olan şeyler bunları düşünüp moralinizi bozmak. Tekrar söylüyorum. Sütün dostu moraldir.

4- Emzirme döneminde yaşadığın en  komik olay neydi?

Sanırım emzirme dönemimin belirli komik bir anı yok. Yani dönem olarak şu an en komik dönemdeyiz. Karşımda 18 aylık, cüssesi de kuvvetli bir erkek çocuk var. Ve emzirme görüntülerimiz zaten birşey yapmadan komik oluyor. Benim de 45 kilo civarı bir anne olduğumu düşünürsek durumun vehameti ortaya çıkıyor. Yani öyle büyük bir çocuğu kucağa yenidoğan gibi yerleştirmek imkansız. Yeri geliyor o ayakta ben oturur vaziyette, yeri geliyor ikimiz de yatar vaziyette, bazen de tanımlamakta güçlük çekeceğim hallerde emziriyorum. Oturmuş yerde oynarken birden koşarak gelip tişörtümü açıp beni yere yıkması bile başlı başına komik. Ama şunu da anlatmadan geçmeyeyim. Bizim banyo ritüelimiz biraz ilginçtir. Önce küvet doldurulur Efe içinde oynar. Sonra küvetü boşaltır ve duş başlığıyla ayaktayken yıkarım Efe’yi. Fakat  suyu çok seven akşama kadar oynasa bıkmayacak Efe bey kafasından aşağıya su tutulunca kıyametleri koparır deli gibi ağlar. Ben de çareyi ayaktayken üzerine eğilip emzirmekte buldum. O emmek için kafasını geri atınca duş başlığını kafasına tutup saçlarını yıkıyorum. Görüntü gerçekten komik oluyor.

5- Emzirmeye başladığın andan itibaren en sinir olduğun soru neydi, şimdiki aklın olsa nasıl cevap verirdin?

Bu sorunun cevabı benim için kesinlikle “Yine mi emecek?” Efe doğduğunda yenidoğan sarılığı olduğundan çok sık emzirmek zorundaydım. O zamanlar zorunluluktan sonrasındaysa gayet bile isteye sık sık ve fazla fazla emzirdim. Eve gelenler bizim yarım saatte bir saatte bir emzirmelerimizi görünce “Yine mi emzireceksin?” benzeri sorularını benim lohusa olduğumu düşünmeden sordular da sordular. İyi ki lohusa sendromu falan gibi şeyler yaşamadım da mantıklı cevaplar vermeye çalıştım. 

Son olarak yeni anne olacaklara tavsiyem internette bu konuyla ilgili fazla araştırma yapmamaları. Yani üzerinde çok düşünmemeleri. Zaten herşey otomatik ilerliyor. Müdahale olmazsa emzirmemek için bir neden yok. Bebeklerimiz zaten herşeyi hallediyorlar. Bize de bu dönemin keyfini yaşamak kalıyor. 

Ayrıca Tuba Anne blogunda emzirme serüvenlerini paylaşmış, okumanızı öneririm.

 

Yorum Yaz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.