Annelerden Sütlü Tarifler – 154
Geçen hafta Google+ Hangout‘taki keyifli sohbetimizden de hatırlayacağınız sevgili arkadaşım Handem bugünkü Sütlü Tarifler konuğum. Çocukla Hayat isimli blogunda çocukla seyahat, birlikte yapılabilecek aktiviteler, çocukla gidilip keyifle yemek yenebilecek restoranlar gibi birçok faydalı bilgi ve annelerin çok işine yarayacak altın tavsiyeler paylaşıyor sevgili Handem. Ayrıca Türkiye’nin ilk online yemek dergisi Yemekname‘de yazıyor. Çocukla çocuk olmayı bilen, aktif, neşeli, kıpır kıpır bir anne.
İşte Handem Anne’nin sütlü tarifleri:
1- Bebeğini emzirirken hissettiklerini 3 kelimeyle anlatabilir misin?
Henüz hamileyken, emzirmenin bebeğin beslenmesi yanısıra, anne bebek arasındaki bağın güçlenmesindeki önemini defalarca okumuş ve dinlemiştim. Gittiğimiz hamilelik eğitimlerinden birinde Sosyal Gelişim Uzmanı Dalya Benbasa, ideal emzirmenin ebeveyn ve bebeğin birbirlerine odaklanabilecekleri bir ortamda, mümkünse ten teması ile yapılmasından bahsetmişti. Gelin görün, öğrendiklerim bir yana, ilk emzirdiğim günlerde canımın acısından ağlıyordum. Hastanede meme uçları için kalkan kullanmama izin vermemişlerdi. Canım da epeyi tatlı olduğundan, sanki içimden süt değil, iplik çekiliyormuş gibi ince bir acı ile kıvranıyordum. Zamanla bebeğim emmeyi, ben kalkan kullanmayı ve birbirimize uyum sağlamayı öğrendik. Şimdi geriye baktığımda emzirdiğim zamanlar en güzelleriydi gibi geliyor bana.
2- Bebeğinle ıssız bir adada kalsan sütünü arttırmak için yanına alacağın 3 şey ne olurdu?
Bilemedim? Sütümün artmasında en büyük etken tatile gitmemiz oluyordu. Otel odalarının yatak, WC ve beşik arasındaki küçücük sihirli üçgen adeta ruhumu dinlendiriyordu. Elbette açık büfeden istediğini seçebilmek ve eşimle tek sorumluluğumun bebeğimi emzirmek olduğu bir kaç günün keyfini çıkartmak da cabası oluyordu. Galiba kişiden kişiye değişen süt arttırma formülünün her yeni anneye uygulanabilir değişmez parçası dinlenmiş ve huzurlu bir beden.
3- Emzirmeye yeni başlayan annelere ve anne adaylarına altın tavsiyen ne olur?
Doğum sonrasında yaklaşık ilk 14 gün dayanan bir adrenalin patlaması olur yeni ebeveynlerde. Anne ve babalar minik yüreğin her gık deyişinde başına üşüşür, uykusunda nefesini kontrol ederler. İkinci haftanın sonunda genelde babaların bu heyecandan arınıp, işlerinin rutin yükü ile eski uyku düzenlerine düştüklerini gözlemleyebilirsiniz. Anne için 1. gün itibariyle kendine bir plan yaparak bolca uyuması, iyi beslenmesi ve dinlenmesi çok önemli bence. İlk günlerde, ilk heyecan ile yaptıkları bedenini hırpalayacak ve adrenalin patlaması gerilemeye başladığında bitkin düşecektir. Boşuna büyüklerimiz yeni anneleri lohusa döneminde prensesler gibi yatırmamışlar.
4- Emzirme döneminde yaşadığın en komik olay neydi?
Ben bu emzirme işini çok mu ciddiye almışım acaba? Hiç komik bir durum hatırlamıyorum. Ancak emzirdiğim süreç boyunca pompa ile süt çekip dönüşümlü olarak ikram ederdim Papatyama. Bir gün dolu biberonu kızıma verdiğimde, şiddet ile emmesine rağmen hiç süt çekemediğini fark ettim. Nedenine baktığımda biberon ucunun bir şey ile tıkandığını gördüm. İki gözüm iki çeşme benden bir yıl evvel doğum yapmış arkadaşımı arayıp durumu açıkladım. Süt kesilmiş herhalde diye çok üzülüyor, fena halde ağlıyordum. Arkadaşım sütümün yağlı olduğundan, bu nedenle aslında çok besleyici olduğunu anlatarak sakinleştirmişti beni. Nazar değmesin diye de kimseye anlatmamalıymışım.
Bunun üzerinden bir kaç hafta geçtiğinde başka anne ve bebeklerin bulunduğu bir yere davetliydim. Papatyamın beslenme zamanı geldiğinde biberonda hazırladığım sütü ısıtmak üzere çıkartacakken, ev sahibinin kendi bebeğine vermek üzere aynı marka ve modelde bir biberon içinde rakı gibi bir sıvıyı ısıtıyor olduğunu gördüm. Daha evvel anne sütü arasında böylesi belirgin bir farkı görememiş olan ben birden arkadaşımın bana ne demek istediğimi o an idrak edebilmiştim.
5- Emzirmeye başladığın andan itibaren en sinir olduğun soru neydi, ve şimdiki aklın olsa nasıl cevap verirdin?
Belki bir soru değil ama: “…meme versene…” diye duymaya sinir oluyordum. Daha önce açıkladığım gibi öncelikle emzirmek bana ilk başlarda acı veren bir durumdu. Ayrıca doktorlar, kitaplar ve belgesellerden öğrenmiştik ki bebek xxx kadar saatte bir emzirilir. Karnı tok olan bebeğe ne diye meme verecektim ki?
İtiraf etmeliyimki şimdi keşke bir bebeğim olsa da emzirebilsem diye düşünüyorum. Onca doktor, uzman vs. dinledik ama yanlış dinledik gibi geliyor bana: Bebeğimizi aç bırakmayalım demek isterlermiş. İstediğin kadar, istediğin sürece emzirebilirsin… Bebeğinle yaşayabileceğin bu “aşk” hali daha sonra yıllarca özlemini duyacağın bir durumdur dediklerini duymamışım.