Annelerden Sütlü Tarifler – 141
Bugün sütlü tarifler sevgili Işıl Anne’den geliyor. Hikayesini hiç dokunmadan yayımlıyorum, nasıl tanıştığımızı da onun tarafından okuyacaksınız =)
Zeynep’ciğim,
Sayfanı nasıl bulduğumu bile hatırlamıyorum. Allah o Google’dan razı olsun ki muhtemelen beni sana o kavuşturdu. Sayende emziren annelerle tanıştım, lohusa sendromumu kısacık zamanda atlattım, açılıp saçılmadan her yerde özgürce emzirebildim. Komik geliyor şimdi ya; sürekli yaptığım az kalorili tatlıdan bıktığım bir gün, bloğunda keşkül tarifi falan bulacağımı sanarak ‘annelerden sütlü tarifler’i keşfettim! Okuduklarım bana güç verdi. Tatlı tarifi vermedi ama güven verdi. Yıllar geçecek bir gün ben de yazacağım diye hayaller kurdum ama daha fazla bekleyemedim, hazır taze gönüllü arıyorsun… Kısa yazmak istedim ama olmadı, tutamadım kendimi =)
Ve işte Işıl Anne’nin sütlü tarifleri:
1- Bebeğini emzirirken hissettiklerini 3 kelimeyle anlatabilir misin?
Kudret; hem kutsal bir güç bu hem de gayet maddi. Maddi çünkü bebeğimin çevresinde benden başka kimsenin buna gücü yok! Bu çok güzel bir ayrıcalık veriyor anneye. (Bir parça bencilce ama doğru!)
Aşk; gerçek aşk buymuş; kızım. Ben bir bağımlıyım :0)
Sıkılma; itiraf edeyim ki uzun emzirmelerden sıkılıyorum. Tuhaf bir duygu, zevkle emziriyorum ama tez canlı biri olarak bu zaman boş geçiyormuş gibi geliyor. Biraz büyüdükten sonra internetle beraber emzirdim ama altı aydan sonra bu onun ilgisini dağıttığı için kesmek zorunda kaldım. Neyse ki ilk zamanlardaki gibi 50 dakikalık emzirme serüvenleri kalmadı artık. Ne kadar sıkılsam da ben bir emzirme bağımlısıyım!
2- Bebeğinle ıssız bir adada kalsan sütünü arttırmak için yanına alacağın 3 şey ne olurdu?
(Bol su bulunan bir ada olduğunu düşünerek yazmıyorum bile! Oysa sütümü SUYA borçluyum asıl!)
Rezene-kimyon çayı, bulgur pilavı ya da kısır, hayatı kolaylaştırıp sevgisiyle, anlayışıyla bizi yalnız bırakmayan canım kocam.
3- Emzirmeye yeni başlayan annelere ve anne adaylarına altın tavsiyen ne olur?
Ben biri 26 ay, biri de 4 ay emzirebilen iki arkadaşımın bilgilerini harmanladım. Bizler hamileliğe çok odaklanıyoruz, güzel ama sonrası daha zor ve donanacak zaman olmayacak diye düşünmüştüm. Emzirmeyle ilgili okumak- seminer ne bulursanız kapın derim. İlla para ödemek gerekmiyor, ben bir markanın ücretsiz seminerine gitmiştim son haftamda. İyi ki gitmişim, süt kanallarımın tıkanmaması için ne yapmam gerektiğini öğrendim mesela! Bebek eve ilk geldiğinde nasıl davranmak gerektiğine dair bakım kitabı okudum. Gelişim kitapları ise pek bir şey ifade etmedi, onları sonraya sakladım. Hamileliğimde yoga yaptım ve hem hamileliğim için hem doğumum için çok çok faydasını gördüm. Doktorunuza sorduktan sonra mutlaka yapın. Doğumdan sonra da zor ama ilk fırsatta başlamanızı öneririm. Varsın ev dağınık kalsın… Mutlaka göğüs kalkanı ve süt pompası edinin. Bunun gerekliliğine inanmıyordum, 26 ay emziren arkadaşım zorla aldırdı bana bunları ve sonra ona çok dua ettim… Süt pompası özellikle ilk bir kaç ay, arttırmak ve depolamak için harikalar yaratıyor. Emzirmenin doğal olduğunu -sezaryen bile olsanız- aklınızda tutun. Emzirmek doğal diye düşündüğüm için çekinmeden her yerde kızımı rahatça (açılıp saçılmadan da mümkün) emzirdim. Tuhaf bakışlar olduysa da farkında değilim, toplum da alışmaya bir yerden başlamalı, değil mi =) Bir de sütünüzü ilk günlerde sağıp da bir kaşık çıktığını görürseniz paniğe kapılmayın, kolostrum o, şişe şişe çıkacak hali yok! Bebeğin midesi doğduğunda ne kadar ki taşsın =) Saat ve mililitrelere takılmayın, emzirin gitsin! Yalnız olmadığınızı bilin! Ben Zeynep aracılığı ile tanıdığım “emziren anneler” mail grubu ile lohusa depresyonundan kurtuldum; öyle sandığım gibi ilk 40 günlük olay da değilmiş! Altı ay bittiği gün vurdu beni =) Ne anne, ne koca! Gerçekten yalnız olmadığınızı sadece bilmek bile tedavi edebiliyor… Huzurlu anne=huzurlu bebek. Bunu hep aklımda tutmaya çalışıyorum ki uygulamak kolay olsun.
4- Emzirme döneminde yaşadığın en komik olay neydi?
Yaşadığım en komik olay emzirme dönemi başlamadan oldu. Daha hamileyken… Süt hakkında aileye çekilirmiş derler ya… Annem iki kızını da çok az emzirebilmiş. Ablamsa iki yıla yakın emzirdi. Üstelik de kaç kez sütünün bir metre öteye fışkırdığını görmüştüm… Bu tutarsız iki hikayeye göre hangisine inanırsam o gerçek olacaktı. Ablama çektiğimi koydum kafama. Bir gün duşta (hamileliğimin ortalarındayım) baktım ki vücudum beyaz beyaz su olmuş! Aaa dedim, süt mü bu, evet süt! Çıktım, sevinçten uçacağım. Hani okuyan eden hamileyim ya, sütün erkenden (bu kadar mı erken!) gelmesi olmayacak şey değil! Zaten ablama da çekmişim!!! Nazar değmesin diye kimseye anlatamıyorum ama çatlayacağım yani… Neyse kocama anlattım, kimseye söylemek yok bak, diye diye. Nasıl bir öz güven patlaması var anlatamam! Bir hafta on gün sürdü bu sevinçli halim. Sonra, bir gün yine duştayım, baktım ki gene beyaz beyaz su var. Ellerime baktım, en çok elimde! Meğer çatlak oluşmasın, cildim nemli kalsın diye kullandığım susam yağı suyla birleşince süt rengi oluyormuş!!! Önce bir afalladım ama hemen topladım durumu. Sanki geçen hafta yaşadığım öz güven kaynağı gerçekmiş gibi saymaya karar verdim. Sonuçta ne oldu dersiniz? Ablam gibi bir metre öteye fışkıran bir sütüm olmadı belki ama yetecek kadar var. Hatta ilk zamanlar için süt anne olma mutluluğunu tadacak kadar. Gerçekten çok fazla değildi sütüm, sadece paylaştıkça artar diye düşündüm ve kızımdan 14 gün büyük süt kızıma da ayırdım. Diyeceğim o ki her şey kafada bitiyor arkadaşlar. Hani hep rahat ol diyoruz ya kendimize. Olamıyorsanız öyleymiş gibi kendinizi kandırın, en azından bu konuda bir süre deneyin. Şimdi kızım dokuz ayını bitirdi. Hala ciddi ciddi emiyor. Yani emmek onun için ciddi bir iş gibi emiyor. Buna çok gülüyorum. Bir de akrobatik pozisyonlarda bu ciddiyet daha da komik oluyor.
5- Emzirmeye başladığın andan itibaren en sinir olduğun soru neydi, ve şimdiki aklın olsa nasıl cevap verirdin?
Ben “sütün yetiyor mu?” “emziriyor musun?” gibi sorulara sinir olmadım hiç ama arkasından hikaye gelecekse durdurucu bir cevap vermeye çalışıyordum. Çünkü bu anılar genelde hamile terörü gibi; pek de iç açıcı hikayeler olmuyor. Hala öyle davranıyorum. Çünkü şimdi de “hala emiyor mu?” sorusu var. Beni üzen “çok emdi tabii, kustu hepsini” cümlesiyle “aç bu çocuk aç” cümlesini aynı ağızdan ardı ardına duymak olmuştu. Benim, kızım için sadece sütten ibaret olduğumu söyleyen cümleler (şimdi hatırlamıyorum bile ama o zamanlar çok üzülüyordum). Bir de, “gece mama verelim de sen de uyu” baskısı… Sütümün yetmediğini düşündürüyordu bana çünkü. Her koşulda böyle söylemelerinin öyle olsa da olmasa da kendimi kötü hissettirdiğini, üzülürsem asıl o zaman sütümün yetmeyebileceğini nazikçe anlattım. Yani ben nazik olduğumu sanıyorum da, umarım kimseyi kırmamışımdır =) Sevgiyle sağlıkla…
Işıl Anne’yi blogundan takip etmek isterseniz buraya, kurucusu olduğu anneler ve babalara özel eğlencelik bilgi kaynağı SözlükAna‘ya göz atmak isterseniz de buraya buyrunuz =)
Pingback: 141 « idayamasallar